Benim Adım Orman
İdama karşıyım, ama...
Bencil
Bu Böyle
“Temel olan şeyi gözler göremez” diye tekrarladı küçük prens. Öğrendiğinden emin olmak istiyordu.
“Senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir” dedi küçük prens.
“İnsanlar bu en önemli gerçeği unuttular. Ama sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin şeye karşı her zaman sorumlusun. Gülüne karşı sorumlusun.
“Gülüme karşı sorumluyum” diye tekrarladı küçük prens, öğrendiğinden emin olmak için. Sonra yoluna devam etti.
O kurbanlığın bacağına atılan bıçak darbesi aslında insanlığa ve müslümanlığa atılmış bir bıçak darbesidir!
Visa vol.6
Peki Vol.2
Falımda Çıktı
Şehit Metin Sülüş
tastefulness, my mouth upon the richest tongues
i run for this static at the same time by it all
common sense can slap me in the face and yet i calm disent
embarrassed by your obvious indifference
digusted at the same time by it all
don't you know that i've been running from your heart
and i feel like you've been running too
don't you know that i've been lying from the start
and i feel like you've been lying too
leave you now can't convince myself that you're the one somehow to free me from this smile
i call my loneliness stuck inside this need to feel complete now i've left you standing on your feet
faithfulness is just a little rule
we break still pretending lust was just a fool
we faked, me made
senden sonra artık kırmızı kırmızı değil, gökyüzünün mavisi de artık mavi değil,ağaçlar artık yeşil değil.
senden sonra biz olmanın,özlemenin renklerini aramalıyım.
senden sonra bizleri utangaç ve kaçak kılan acıyı bile özlüyorum.
bekleyişleri,vazgeçişleri,şifreli mesajları özlüyorum.
görmek istemeyenin kör dünyasında kaçamak bakışmalarımızı.
bizi görselerdi onların utancı,nefreti,acımasızlığı olurduk.
senden af dileme cesaretini henüz gösteremediğim için pişmanlık duyuyorum.
o yüzden artık pencereme bile bakamıyorum.
seni hep orada görürdüm.
henüz adını bile bilmezken.
senin daha iyi bir dünya düşlediğin zamanlar.
bir ağacın ağaç,mavinin gökyüzü olmasının yasaklanamayacağı bir dünya.
bilmem bu daha iyi bir dünya mı?
artık kimse bana davide demiyor.bay veroli diyorlar.
bunun daha iyi bir dünya olduğunu nasıl söyleyebilirim.
senin olmadığın bir dünya için bunu nasıl söylerim."
98 x 93 = tek kişilik orgazm
Peki vol.1
Peki çiçoda 6 dark brown ne?
Peki çiçodaki pınar ve dilara ne, doğan ne?
Peki "sen kaliteli orospuysan..." şeklinde başlayan cümle ne?
Peki ayhan ışık bıyıklı kız ne?
Peki şemsiyeyi bilerek unutacakken bilmeden unutmak ne?
Peki balkan lokantasında türlü+pilav ne?
Peki Jazz Stopta 9 şarap ne?
Peki Jazz Stopta gerzek fotoğrafçı ne?
Peki Jehan Barbur ne? Sen ne yani?
Peki "öylesine" ne?
Peki "Neden" ne?
Peki Ceren Tügen ne?
Peki benim Ceren Tügen'e "biz senin fırtına'yı söylediğin günler de biliyoruz" demem ne?
Peki Ceren Tügen'in de bana gülmesi ne?
Peki fotoğrafçıya çılgınca küfür ederken Ece'nin beni engellemesi ne?
Peki benim “heyyaa” tepkim ne?
Peki benim Ece’nin bilmediği şarkıları 2sn. önceden Eceye söylemem ve onun eşlik etmesini sağlamam ne?
Peki Ece'nin konsere giremeden gelmesi ne?
Peki benim doğalgaz kutusunun üstünde bulduğum kartpostalla sevimli olmam ne?
Peki peki jazz stoptan kaçmamız ne?
Peki dolores'in yakalanması ne?
Peki o saatten sonra Peyote ne?
Peki Peyote başlı başına ne abiii?
Peki Dolores'in yine non stop hizmette olması ne?
Peki Berkant'ın 3 zavallı kızla eğlenmesi ne?
Peki Musa ne ya, hakikatten ne ama ya?
Peki kocaman Cihan Bey ne?
Peki Salih ne abi? Ne yani?
Peki Dolores'in üstüne döktüğü şarap ne?
Peki Dolores'in çığlık çığlığa ve ağlamaklı; "bilu mesaja bak biluuu" demesi ne?
Peki Dolores'le bir hışım Line'a gitmemiz ne?
Peki Ece'nin Peyote'de kalmak istemesi ne?
Peki Ece'yi sarhoş ve mutlu halde yalnız başına Peyote'de bırakmamız ne?
Peki Line'a giderken Dolores'i sakinleştirme çabam ne?
Peki Line'a giderken bakkaldan bira almam ne?
Peki Line'da Korhan ve Müge ne abiii ? Hahahaahaha!
Peki Line'da karşıma çıkan kadim dostum Sean Parker ne?
Peki Sean'ın bana menthollü LARK alması ne ya, o sigara var mı ki hala?
Peki benim Sean'la bildiğin dertleşmem ne?
Peki benim Sean'a "fuck?" demem ve karşılığında "no, make love" cevabını almam ve bir anda tüm sarhoşluğumun gitmesine sebep olacak kadar utanmam ne?
Peki ben Sean'la sigara içip karı kız muhabbeti yapmam ne?
Peki tüm bunlar olurken bizim kızların dışardan beni izlemesi ve gülmesi ne? (ece ne ara geldi lan ?)
Peki Sean'ın her boku hatırlaması ne?
Peki benim bütün gece ve ertesinde Sean'a Shawn demem ne?
Peki Sean'ın ben yanından kalkarken zorla şapkasını bana vermesi ne?
Peki hiç Jazz Stop'tan kaçmamışız gibi arsızca tekrar Jazz Stop'a gitmemiz ne?
Peki Jehan Barbur'da 60 kişi olan Jazz Stop'un o saatte 500 kişi olması ne?
Peki o 500 kişiden 1'inin de Burhan Altıntop olması ne?
Peki yine Korhan'la Müge ne abii?
Peki benim Burhan Altıntop'un göbeğine vura vura dans etmem ne?
Peki benim orda başka bir şey hatırlamıyor olmam ne?
Peki ordan çıkmış yürürken ara sokaktaki Çöp Arabasına çıkmaya yeltenmem, beceremeyip tekrar yeltenmem, becerip pofuduk montumla bizim kızlara eller kollar sallayıp mutlu olmam ne abiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii? Biri bunu açıklasın bana lütfen.
Peki gecenin sonunu hatırlamamam ne abi... Evet gerçekten hatırlamıyorum.
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaa bi dakka benim dolmuşta ağlayıp sonra güldüğüm gece mi bu ?
evet oymuş, Dolores'e sordum şimdi : )
Peki benim dolmuşa binip önce ağlayıp sonra gülmem ne abiiiii? (ağladığımı hala reddediyorum ben gerçi.)
Peki bana bakıp acıyarak peçete veren kız! Sen ne yani?
Peki sonra eve 6'da gidip sonra duş alıp işe gitmem ne yani?
...
VISA vol. 5
Tutunamayan Kadınlar V.1
one shot!
Bu insanlar şen kahkaha atarlar ama gülmesi bitince kaşlarını indirirler. Düşüncelere dalarlar. Nefret ederim bu hal ve tavırdan. "Neyin var" diye sorarsın cevap vermezler. Çünkü cevabını onlar da bilmezler. Sürekli bir regl psikolojisindedir bunlar. Kronik regl, evet! Dövsen dövülmez, sevsen sevilmezdirler. Böyle iterler her şeyi, ama "herkes beni sevsin" isterler. Omuzları düşüktür bunların. Dertsiz ömrüne dert eklemeten zihinleri karışmıştır. "Yalan söyleme" diyerek yalan söylerler. Sır saklarlar ama herkes bilsin isterler. Kaba tabiriyle ne emmeye ne gömmeye gelirler. Memnuniyetsizdir bunlar. Kendilerine bir çerçeve çizmişlerdir, onun dışına çıkmak istemezler. O çerçevenin köşeleri de, yani topu topu 4 kişi arkadaşı eşi dostu bıkbıkıdır. Onlara taparlar, ama asla onlara da kendilerini vermezler, kendilerini vermelerini de beklemezler. Sorsan sorulmaz, kızsan kızılmaz bunlara. Gerçekleri söylersin anlamaz, "hıhı" der geçer.
Manik insanları da çok sevmem. Pek bir şey konuşulmaz onlarla. Ciddi bişey konuşmaya kalkarsın, o kadar dalga geçerki ağzını burnunu kırasın gelir, yapmazsın; yapmamalısın.
Ama o manik depresifler yok mudur? Bebeğimdir onlar benim. Göğsüme bastırırım, biyle minik minik severim onları, hatta bırbır bile yaparım zaman zaman. Normal insan, bu manik depresif olanlardır. Tabi bu söylediklerimin bilimsel bir kesinliği yok. Sadece benim kesinliğim bunlar.
İnsan, insanları kafasına taktıkça daha da mutsuz oluyor. Ben öyle oluyorum ne yapayım. Güvenmekten korkmakla, inanmaktan korkmakla geçmez çünkü hayat. Çünkü "hayat güvenmemek için çok kısa". Gerçekten böyle, ne yaşarsak yaşayalım bir şeylerden güvenerek, koşarak, düşerek, yaralanarak, kahkahalar atarak, acıyarak ve acınarak kurtulabiliriz.
...ve ben kimseyi suçlamıyorum. Kızdığım oluyor ama suçlamıyorum. Çünkü herkes kendini gerçekleştirme çabasında. Kendi olma çabasında. Ben de, sen de, o da...
O yüzden gerçek kısmında daha çok gülümseme olsun herkesin. Acılarına da gülebilsin. Ben mesela bir acıma çok güldüm. "O parayı araba kiralamaya verene kadar gider şarap ve djarum alır eğlenirim, bir de gider O'na hediye ederim" dedim. Deli gibi güldüm.
Ayh, sıkıldım. Gülün abi ne diyeyim, gülün, mutlu olun, karışmayın kimsenin hayatına, sevinin sevinenler için. Güzel bi hayat dileyin, her gece yatarken sevdiklerinize şükredin, "iyi ki varlar" deyin. Demeyen depresif olsu emi.