Hey, sakin ol!
Kimseye söyleme.
Kime ne?
Herkesin hayatı kendine...

Biz de biliyoruz;
Aşk tanık ister.
Ama ne kadar çok seyirci,
O kadar kaybeder.

Bana güven, dinle beni.
İtirafçı olma sakın,
Yalan da söyleme,
Sus yeter!

Hey, duydun mu?
Çok fazla tehlike var
Aşk hesapsızdır, savunmasızdır;
Kolay kanar.

Şimdi sorarım hayata, "bu şarkıyı niye 1 yıl önce karşıma çıkartmadın da acıttın, acıttırdın? Neden coşkumu kursağımda bıraktırdın?"
Yazmazsam öleceğim bir güne daha merhaba :)
Sevgili blog. Acayip ya. Her şey acayip. Acayip ve güzel. Karışık da aynı zamanda. Ay ne bileyim ben :)

Bak gülüyorum, çünkü güzel. Ama bazen düşünüyorum, çirkin. Çünkü insanlar kötü. Çok kötü insanlar.
Ben "canım" dedim ya birisine, canımdan koptuğu için derim, canım olduğu için derim. Sevgilidir belki ya da bir arkadaş, farketmez. Sonra gözünün önünde kırıldığını, büküldüğünü görürsün, gördükçe sen de kırılır bükülürsün.
Hayata karşı durmak gibi bi çabam yok. Hayat beni ezdi geçti bi çok kez ya da gün geldi ben tokat attım suratına. Aramızda böyle bir ilişki var işte ve aşk nefretle kardeş bir noktada.
Bir çok noktada hatta.

Sonra canımsın dediğin adama/kadına sarılıp uyumak tüm yaralarını kapatır bir anda. Bunu istemek bile. Yaralarını kapatacak birilerinin var olması iyileşme sürecini hızlandırmaya yeterdir. Tozu bile kalmaz kokusunu duyduğun anda.

Yani diyeceğim o ki masum değiliz hiçbirimiz. Günahlar,hatalar ve suçlarla yıkanıyoruz her bir gün. Ama o pis adamlar varken, beni aşık olduğum veya olacağım için kimse cehenneme atamaz.

Sevgili Hegel, ruhun şadolsun. Seni sevemedim hiç ama haklıydın.

p.s. aklımdan geçenleri ifade edemedim,edemezdim de. Ama bunu okuduğumda ben hatırlayıp gülümseyeceğim, bunu biliyorum.

Şimdiyse;
Tam ortasındayım yağmurun,karın, soğuğun ortasındayım
Nasıl da paylaşıyor insan isterse,nasıl da birmiş meğer hasretler.
Nasıl da mecburmuşuz sabretmeye,sevmeye, öğrenmeye

Tam ortasındayım yolun,koşunun ortasındayım
Tam varıyorum ki hedefe bir yenisi başlıyor
Bu oyun hep aynı, değişmiyor;hala devam hala figân
Hem de bile bile

a sorta fairytale
Kaç kurtar kendini ben oyalarım;git

içimde ne varsa sana alışan.

hiç olmamıştı belki, hayat yalanlar bizi.

güçlü dur zamanbu acıda

yağmurdan sonra toprak kokusu yüzün

toprak kokusu yüzün

dokunsamda özlesem deaynı yüzün aynı hüzün

bir adam bul kendine sana aynalar tutmasın o kadar güzel yüzün içine bakmasın seni korkutmasın

özlesen de arasan da kendine sakla

kendine sakla

herkes her şey senin olsun bir beni yasakla bir beni yasakla

Şaka bir yana, sen bir yana...

Şaka bir yana, sabah sabah yıktın beni.
Tek kelimeyle "yık-tın".

Hediyen için de ayrıca teşekkür ederim.
O kadın.
(o kadınsın inkar etsen de...)
"Şehre bir yağmur yağdı ben ağladım.
Ben giderken en çok seni götürdüm.
Yardan düşmüştüm, yaralarım yardan armağandı.
Ben sevmeyi beceremedim, belki de sevilmeyi.
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı."
Ben , yağmur , ağladım...
"biz"le ilgili son cümlesi, "beni unutma" oldu.
Sanki unutabilirmişim gibi. Güldüm ben de içim acıyarak.
Sonra dinledim 847684 kez aynı şarkıyı. İnsanların adımı söylmesini o şarkı sanana dek dinledim. "bilir misin seni gerçekten sevdim" diyor ya, "bilmez olur muyum deli" diyemedim işte. Sustum. Susturuldum bir şekilde.
Boğazımda bir düğüm kaldı; yüzümde de bir gülümseme.O kadar.

Bu da öylesine bir gündü işte, seni düşündüğüm bir kaç an hariç.
Ne biçim de içtim,
ne biçim de ağladım,
ne biçim de güldüm,
ne biçim de öptüm,
ne biçim de dağıttım.
Oh!
Sefam olsun.
İçim yanıyor.
İçim acıyor.
İçim kanıyor.
Hoş geldin sensizlik.
Gece rüyamdan dürtülmüşçesine uyandırıldım,farkında olmadığın sesinle. Dedin ki:
"Saçlarımda kokun kalmış."
İçim ürperdi. Gülümsedim,senden uzaklarda uyumamalıydım o anda, kollarında olmalıydım.
Olamadım,hüzünlendim,uyudum...

Günaydın şimdi.
"Kadından kendisinde olmayanı isteriz
Hasret yerinde kalır ve biz çekip gideriz..."

"acıları bırak!!!"