beklenmedik bir şarkının,
beklenmedik saniyelerinde,
beklenmedik bir şiir girer...

beklenmedik bir anda,
beklenmedik bir insan,
beklenmedik şekilde hayatına girer...

ağladıkça - sezen aksu - deniz - ahmet kaya - birhan keskin.

hepsi ne güzel de oldu...


gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum
yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.
bilemem, belki bu yüzden
ben sana yanlış bir yerden edilmiş
bir büyük yemin gibiydim.
beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
yine de döneyim döneyim istedim.
ah benim sesimle
söylesem de, inanmazlar
benzemiyor çünkü bir dile.
döndüğüm, döndüğüm ama döndüğüm
döndüğüm bu sema sensin döndüğüm.
sen benim kara ömrüme vuran
suyumu harelendiren sevincimdin.
onu sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
titreme daha fazla kalbim.
bağışla kendini artık
onu da bırak gitsin.
o senin en ezel gününden kaderin.
sen onu nasılsa
bin kere daha seveceksin...

bir diş macunu sadece bir diş macunu değildir

iş seyahatine giden sevgilinin diş macununu alıp götürecek olmasından ötürü, sabah çıkarken fırçamın üstüne macun sıkıp gitmesi...
aşk tanımlarını çok uzakta aramamak gerek.
aşk bir diş fırçasının ucunda...