çünkü bilirsin; en güzel şeyler hep en zordurlar...
ve yine bilirsin, biliriz;
dünyanın sonundan başka hiçbir şey dünyanın sonu değildir.
ayışığım,canım,dönüm noktam, herbir şeyim...
iyi ki varsın...
iyi ki hayatımdasın...
çıkışı olmayan bir labirentin içinde, çıkışın olmadığını bile bile çıkışı arıyorum.
çıkışın olmadığını biliyorum da, inanırsam o çıkışı yaratabilirmişim gibi geliyor.
olur mu dersin?
kah gülerek, kah kanayarak...
deniyorum...

Everybody is die.

Hayata dair ne varsa, hepsi benim için bunu biliyorum. Bilmekle kalmıyor hazmediyorum ve kızdığım kırıldığım şeyleri kısa süre sonra gülümseyerek hatırlıyorum. İçime siniyor hepsi."keşke yapmasaydım" dediğim şeyler yok mu? Elbette var. Onlarda beni büyütüyor işte, öyle kabul ediyorum.
Öyle bir şey yaşıyorum ki şimdilerde, tüm ilişkilerimi, arkadaşlıklarımı, sevgililerimi temize çekiyorum. Bu yaşanılan şey her ne ise yatıştırıyor beni adeta.Her yönüyle özel ve güzel olmasının yanı sıra, adeta mağara metaforundan kurtulmuşum ve güneşi görüyorum gözlerim kamaşa kamaşa. Derin bir uykudan uyanmışçasına rahat ve huzurluyum. Hiç sinirlenmiyor muyum, kızmıyor muyum? Elbette kızıyorum. Ama içimde pislik yok. Özür dilemesini de biliyorum, anlamaya çalışmasını da. Çünkü her şey insanlar için. Gerçekler yok, doğrular ve yanlışlar var ve bunlar göreceli.
Adice karşımda çırpınan sevgililerim gibi çırpınıyorum kimi zaman. Çıkar hesapları yapıyorum, bir dostumu anlıyorum. Hepsine hak veriyorum. Beni üzenlere de, beni mutlu etmeye çalışanlara da, beni mutlu etmeye çalışırken üzenlere de.
"bal gibi aşk acısı çekiyorsun" dedi biri bana. Gülümsedim geçtim. Çünkü bu aşk değildi, acısı hiç değildi. Ben hayata yeniden başlamış gibiydim. Bir başkası da "insanın dönüm noktası 23'tür, 23ten sonra kararların tutarlıdır ve kararlarında emin olursun" demişti. O zaman ciddiye almamışştım, "hı hı" deyip geçmiştim.Hatta daha bir kaç ay öncesinde. Ama şimdi "evet" diyorum içimden, "evet haklısın".
Her şeyi temize çekiyorum seninle, kendimi de. Git gide kılıfıma uyuyorum adeta,uymuyor doluyorum. Hoyrat bir su birikintisinden sağlam bir buz olmaya. Buz da erir diyecek olursanız evet derim.Bizler de öleceğiz nasılsa. Çünkü bilirsiniz, herkes ölür.
Çoğu zaman bu dünyaya gelinmemesini, böyle bir dünya olmamasını savunsam da gelmişken görelim diyorum. Yasaksız aşklarla, sağlam dostluklarla, iç acıtan keşkelerle...
Sonra dolduralım kadehlerimizi, "hayata!!!" diye bağıralım bizim dışımızdaki dünyayı görmezden gelerek.
Çünkü dünyadaki her şey benim için!!!

Hayat zorlaşınca,çıkmaz sokaklarda soluksuz kalınca
Azalınca manada seyyar sevdalarda parçalanınca
Dil yetmeyince göz görmeyince gönül hissetmeyince
Kırılınca camdan kalp, dönüp yalnızlığa kilitlenince...
Dert bitmeyince, bildiğin çektiğine yetmeyince
Düşmanın da kendini yakalayınca bir daha kin gütmeyince
O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz, o zaman şarkı söylemeli çığlık çığlığa
O zaman yüreğin yükü hafifler belki biraz, o zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz...
Bu sefer mutluydu, mutluyduk; hissettim çünkü.

Arkadaşlar İyidir...

Aşklar, arkadaşlıklar, dostluklar kısacası sevginin içinde olduğu her şey fedakarlık istiyor. Ama nedir fedakarlık, ben bunu bilemiyorum. Konuşmamak mı, bakmamak mı, dokunmamak mı? Evet diyorsan eğer "sen de haklısın" derim. İçim demez de, öyle derim sana... Çünkü sen yapabilirsin, yapabildin. Bana bakmamayı, terslemeyi, kafanı çevirebilmeyi becerdin. Bense yapamadım. Ama eğer sen istiyorsan, gerçekten istiyorsan;
.

yüzünü görmem,yerini sormam
elini tutmam, seni hiç unutmam.
tenine değmem, sesini duymam
adını koymam, sana hiç doymam.

Evet bu şarkıyı dinlerim, bu şarkıyı yaşarım öyleyse...
Bak yine haklısın, arkadaşlar doğru yolu gösterdi işte...
bu sefer "benim göremeyeceğim zamanda".

Aslında sen değildin yaralayan.Aslında gerçeklerdi delip geçen,bütün anları mahveden. Benim görmezden gelmek istediğim gerçeklerdi. Seninse burnuma soktuğun, "sus" dediğin, beni ittiğin... Her şeyi hunharca yaşadığım ya da yaşamak istediğim gibi bunu da yaşamak istiyorum doya doya. Dört duvar arasında değil.

Anlatacak ne çok şeyim var 3-5 saat için bilemezsin,kimse bilmez. Çünkü bilmemeli...
Değil mi??


fonda: Sezen Aksu - lal