yalnızlık



o günleri hatırlamak yüreğime bir taş gibi oturdu şimdi.
sevgi neydi, aşk neydi, özlemek neydi?
bu kadar birbirimizin içine işlemişken, nasıl bu kelimelerden farklı şeyler anlayabiliyorduk. belki aynı şeyi anlıyorduk da, bir şeyler vardı aynı olmayan. aynı olması gerekirken aynı olamayan.
yormaktan anlıyorduk bir tek. birbirimizi öyle güzel yoruyorduk ki, birbirimizin gözlerine bakıp içten içten gülümseyip, midesini deşiyorduk birbirimizin alttan alttan.
şimdi seni özlüyorum. her konuşmamızda biraz daha özlüyorum hatta. her seferinde sana akmak, her gidişinde ve susuşunda tekrar toparlanmak...
bir ihtimalim oldu senden sonra, o da olmadı hatta. olmuş muydu daha önce. 
ihtimal?
muhtemel?


ağladım demin. sırt üstü yatmışken, gözyaşlarım kulaklarıma doğru akarken...
sonra burnumu çektim. burun çekmek ağlamanın kod adıdır.
ağladım ben. bunca zaman sonra, yine senin yüzünden...
hem de sen bir şey yapmazken...
bende bir izin bile yokken ...


tüm yalnızlığımın sebebi olmandan başka...




fonda: motoboy - early grave / pain of salvation - undertow / songs:ohia - lioness

Hiç yorum yok: