daha doğru düzgün konuşmayı bile bilmeyen bir kaç adabı eksik mahlukat kalkıp şunu diyor, "eşcinsellik bir yönelim değil, olsa olsa zorunluluktur" bu zorunluluğun da tedavisini psikolojik bir terapide görüyor. gazeteci soruyor bu terapi süreci nasıl işliyor diye. mahluk cevap veriyor. "ailenin psikolojik hikayesini alıyorsunuz, zaten dengesiz bir yapının var olduğunu görüyorsunuz. ilgisiz bir baba, baskın bir anne gibi psikolojik detayları yakalıyorsunuz. çocuk geldiyse çocuk üzerinden gidiyorsunuz. 30 yaş üstüyse kimse bilmiyor ailesi bilmiyor"
mahluk buna "kimlik bunalımı" diyor. "eşcinsellik özünde ailenin desteğini alamamış, toplumdan dışlanmış olan insanların içinde bulunduğu durum" diyor.
şimdi şöyle bir şey takılıyor aklıma, sen bir bilim insanısın, senin gibi de bir sürü bilim insanı(!), senin gibi düşünüyor. bilim insanı değil mi bunlar? bilimin neliğini sorgulamak ve insanın neliğini sorgulama en sonunda bilim insanını sorgulamak gerekir elbet ama saptırmayacağım.
bunlara göre,
her baskın annenin çocuğu eşcinsel olabilir.
her ilgisiz babanın çocuğu eşcinsel olabilir.
ailede herhangi bir tramva yaşayan çocuk eşcinsel olabilir.
adam baskın bir anne karakteri gördüğünde çocuğunu tedaviye "layık" görüyor. peki eşcinselliği iyileştirme çabanız kadar pedofili üzerinde de duruyor mu bu bilim insanları. eziyet, işkence, mazoşizm, alkolizm, madde bağımlılığı... bunların üstünde de duruluyor mu sahiden? neden bakanlar milletvekilleri bunlarla ilgili yorumlar yapmıyor hiç ve basın neden bunları vurmuyor yüzümüze?
insanlar kafasını kestikleri insanların yanında ellerinde kanlı bıçaklarla poz veriyorlar gülümseyerek ve bu fotoğrafları gururla annelerine babalarına yolluyorlar, doktorumuzun dediğine göre "baskın olmayan annesine ve ilgili babasına" gönderiyor. bunu neden araştırmıyor doktorlar. videoya canlı balığın yarısını pişirdiğini yarısının "canlı" kaldığını gösteren videolar ve bunu yiyen insanlar gösteriliyor, neden bunlara karşı çıkılmıyor? temizlik imandan gelirciler her yerde ter kokarken, rızk denen şeye konarken, inandıkları tanrının en bağışlayıcı olduğunu söylerken, günah işledi diye kadınları taşlarken...
ve dahası sorgulanmazken neden o kristal çocukların mahremine hastalık deniyor? bir kadının bir kadına aşık olması, bir adamın bir adamın koynunda uyuması neden cennetten yer satanları bu kadar ilgilendiriyor? neden eşcinsellik ve lgbt bireyler günahkar sayılıyor? genel ahlak kimin ahlakı?
şimdi onca işkence, onca kan kokusu, onca günah şehrimde gezerken, kimse "aşk aşktır" cümlesini ruhuna, yoluna, bedenine oturtan insana "günahkar" demesin.
fonda: Julia Stone - Winter On The Weekend
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder