eğer cemal süreya okumamış olsaydım, şiirlerini, yazılarını hayatıma katmamış olsaydım daha çabuk sevebilir, daha çabuk sevilebilirdim her seferinde. ama okuduk işte erkenden bildik adamı. o aziz adamı. bir insanı böyle güzel sevebilmekti aşk, çok sevebilmek değil ki. onun şiirlerini okudum sevdiğim kadınlara bugün, onun şiirlerinde andım ilk aşkımı, onun dizelerinde hırpaladım yıllar öncesinin esmerliğini ve onun şiirleriydi yüzüme sille tokat girişen. bana cemal süreya'nın bir şiirini söylemeyen adamları sevemedim hiç, cemal süreya'nın kitabından bir sayfanın altını çizmeyenleri sevemedim. işin en kötüsü ben hiç, cemal süreya'nın sevdiği gibi sevilmedim.
"aklıma kadeh tutuşun geliyor, Çiçek pasajı'nda akşam üstleri" demedi sevgililerim bana, çiçek pasajına götürmediler bile. Ayışığında oturduğumuzda bileğimden öpmediler beni. kapı aralığında soluğumdan öpmediler beni. kimse mutsuzluğa varolmadı benimle, olmasını istemedim de. "sesinde ne var biliyor musun, eski öpüşler var" demediler bana, dedirtmedim belki. geçmişe bakmadan, kimseye ihanet etmeden yaşatamadım kendimi kimsenin içinde.
şimdi aşk diye düşündüğüm şeylerde yine bir dizesi gelir zihnime Cemal Süreya'nın. Şöyle der;
"Yürüyor muyduk,
Yoksa bir doğa parçasının
Altını mı çizdiriyorlardı bize?"
ne yapıyorduk bilemedim ey sevgililerim, aşık olmuyor, aşklaşıyorduk belli ki...
Çünkü bilirsiniz, içim akar benim bir mısraya, kanım akar hatta. sürekli anlam yüklerim kelimelere, taşıyamayacaklarını bilsem de.
yine de ötesine geçemediklerim vardır. Şöyle derler;
Kuşlar toplanmış göçüyorlar,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni...
...
Hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni...
...
Hızla geçen otobüslerin ardında benzeşmek,
Keşke yalnız bunun için sevseyadim seni...
...
Uzaklardaydın, oracıkta, öbür kıtada,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni...
...
İkinci bir parıltı var senin bakışlarında,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni...
...
Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni...
Şu sözler söylendikten sonra, bunun üstüne laf söyleyemeyen kimse inandıramaz beni aşka.
Şimdi sen ey sevgili!
Şimdi sen ey sevgili!
"Bana bir laf et ki binlerce,onbinlerce görüntü anlatamasın!"
Şimdi ey aşk, "önce öp, sonra doğur beni"
bir sabah hayatımdaki en tatlı kadınlarla Cemal Süreya okunduktan sonra tüm büyüsüyle yazıldı.
19052011
5 yorum:
Kuşlar toplanmış göçüyorlar,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni...
keşke yalnız bunun için sevilebilseydik...
Kuşlar toplanmış göçüyorsa, Asteroid B612'den mavi gezegene hoş geldiniz efe'm. :)
maalesef...
Bu adam sevilmez mi!
Cemal Süreya:
Yaşadım, Tanrım,
Yarım ve uluorta,
Bir dahaki hayatta,
Varsa öyle bir hayat,
Şiir yazar mıydım,
Bilmiyorum.
Ama kadınlar, Tanrım,
Öyle sevdim ki onları,
Gelecek sefer
Dünyaya
Kadın olarak gelirsem,
Eşcinsel olurum.
Yorum Gönder