love M

ay yine yoğun dolu dolu, hatta sevgi dolu bir hafta sonunun ardından işimdeyim gücümdeyim. bu hafta sonu neler öğrendim, seninle bunu paylaşacağım sevgili blog. bir insanın beni sevdiğini gözlerinden anlayabilmeyi öğrendim ve içime sindi. yeni tanıştığım bir adamın ne kadar masum ve iyi niyetli olabileceğini öğrendim. aslında en az bir insanı hep seveceğimi anladım ve en az bir insan tarafından hep sevileceğimi. minik bir kedinin arabanın camından içeri/dışarı atlamasından inanılmaz keyif almayı öğrendim. cem adrian'ın sessizce şarkısın beni her daim ağlatabileceği kanaatine vardım. yok yok ağlamadım merak etmeyiniz :) iki güzel insanın benim yanımda olmak için, bana destek olmak için nasıl çabaladığını öğrendim ve bir kez daha anladım onları ne kadar sevdiğimi, onların birbirini ne kadar sevdiğini. tantuninin en sevdiğim yemek olma yolunda ilerlediğini öğrendim. soğan salatasının da en sevdiğim salata olduğunu. sarhoş olduğumda neşemin arttığını ve herkese aşık olduğumu ve aşık olduğum herkese "seni seviyorum" mesajları attığımı -bir kez daha- öğrendim..

sonra...
sonra...

bir adam. bir adamın tenini kokladım, terini tattım ben o gece, nefesini soludum. gözlerine bakıp "seni seviyorum yaa" dedim en saf ve içten halimle. o da bana dedi. "seni o kadar çok seviyorum ki" dedi, iyi ki "merhaba" demişsin bana o gün dedi. gülümsedim o an. içimdense "evet lan,iyi ki demişim" dedim. elinden tutup dans ettim, kahkahalar attım onunla. bir şeye sevindiğini anladım ve sevindim onunla. elinden içtim içkiyi ve elimden içirdim sigarayı ona. sarılıp yürüdüm istiklal caddesinde o adamla gülerek. en yorgun ve en neşeli hallerimize bir yenisini daha ekledim. sabahçı büfelerden birinde yemek yerken, dalga geçtik birbirimizle biz ve çok güldük. ve bensabah uyandığımda yine o adamı gördüm yanıbaşımda. gülümseyip biraz daha uyudum. kitaplarını okudum, taze demlediği çayı içtim ben onun ve kahvaltısını paylaştım. bir sırrını bir hevesini anlattı bana, onunla heveslendim ben de.

o adamı yaz yaz bitiremem ben, anlatsam da bitiremem. bakarım gözlerine anlar o beni. işte ben bunu seviyorum. ben bir tek ona anlatabilirim domatesli pilav hayallerimi.
ve işte bu başka bir şey. bu aşk gibi ama aşk değil. ya da tüm o yaşadıklarımız aşk değil, bilemiyorum, anlatamıyorum da. o adamı düşündüğümde bir göl ve yeşillik geliyor gözümün önüne...

sen bunları okuduğunda anlayacaksın ki sana yazdım tüm bunları güzel adam. şu an her şeyi bir kenara atıyorum ve içimden gelen en samimi cümlelerle sana dua ediyorum. Sana, aşkına, tutkuna... kalbinden nasıl geçiyorsa onları yaşa en güzel haliyle...
seni seviyorum...

2 yorum:

a benim dilsiz dillerim dedi ki...

çok pis ağlattın beni gece gece! ah gidi kırık kalp fırlatan kız! (fonda çalan şarkı: düş bahçeleri)

sapozhkelekh dedi ki...

nasıl büyük seviyorum seni. :*