.
.
Bir adam bul kendine sana aynalar tutmasın
O kadar güzel yüzün içine bakmasın, seni korkutmasın.
.
Bir adam bul kendine sana aynalar tutmasın
O kadar güzel yüzün içine bakmasın, seni korkutmasın.
Hep aptaldım, hep aptal kalacağım. Aşka inandığım için değil ya da sevgiye, güvene...
Aptalım çünkü kendime inanıyorum, başkalarını nasıl kandırıyorsam kendimi deöyle kandırıyorum halbuki.Kendime yalan söyleyecek değilim. Hep yanlış seçimler, yanlış tercihler. Pişmanlık değil hiçbiri. Pişman olmayalı çok oldu. Ama hırs, kızgınlık, kırgınlık sonsuz. Nefes almak kolay da veremiyorum.
Düşünüp dişlerimi sıkıyorum, boğazıma kadar tıkanıyorum. "Aman" diyorum, "geçecek. Hep geçmedi mi?" Yumuşuyorum.
Ama sormadan da edemiyorum, "ben dokunmaya kıyamazken, kızmaya kıyamazken nasıl da başkalarının oyuncağı olabiliyor?"
Aşk ya da sevgi değil bu biliyorum. Anlamıyorum, kimi kimden koruyorum? "Hayat havuzuna atlıçaam beeeğn" diye haykıran ben değilmişim gibi, atlamak isteyenlere "aman acıyacak" demek benim neyime? Elimde değil sanırım, kendime "söyleme" diyecek değilim.
Mutluluk güzel bi'şey değil aslında, zor olduğu için,az olduğu için öyle hissediyoruz o kadar. Karışmış bir ip yumağını çözmeye çalışıyorum yaşayarak. Çözdüğümü sandığım her bir an daha da içine karışıyorum. Kendime "karışma" diyecek değilim.
...ve bilmek, en kötüsü bilmek. Duymak, görmek. Biliyorum ne olursa olsa geri dönüş yok. Hayata dair hiçbir şeyde geri dönüş yok. Geri dönüşüm dedikleri şey de bile dönüş yok hiç...
Ama artık çok geç, acıdı bir kere. Yaralar kapanır hep. Ama izi kalır ve hatırlatır nerde düştüğünü her seferinde.
Kendimi durduracak değilim, seksi klipler tadında gelen adamlar kadınlar, giden adamlar kadınlar... Belki de insan sandığımız şeylere besleyebileceğimiz duyguları da güzel kutulara atıp,kaldırıp; kıyamamak değil de "kendi işine bakmak" şeklinde yaşamak gerekir. Bunu yapanlar mutlu mudur acaba? Eksik değiller midir dokunuşlarında? Sevişlerinde, sevişmelerinde?
Bilmiyorum ki. Soruyorum kendime sevdiğin,aşık olduğun ya da olabileceğini düşündüğün insanın yanında uyanmasından daha iyi bir sabah olabilir mi? Yanında tanımadığın bir insanla uyanmak daha mı rahatlatıcı olurdu? Sanmıyorum. Sanmıyorum ve öğrenmek için bunu deneyecek değilim. Eksik olacak değilim.
Uzun bir pazar kahvaltısı. Tek hasretim bu şimdilik. Kalbimi kapadım, önüne dolaplar çektim. Kimsenin açmasını bekleyecek değilim. Daha önce açıldığı gibi yine açılır, yine açılır, yine açılır. Aşka küsecek değilim. Duyguya, dokunmaya sırt çevirecek değilim.
Ağlayacak olsam ağlardım, kendimi tutacak değilim. Sadece yazmak istedim yazdım.
Kendime "dur" diyecek değilim...
la Finestra di Fronte
2 yorum:
Pazar kahvaltılarına çok iyi arkadaşlık edebilirim :))
ne zaman, nerede ? :D
sen kimsin vs.
sorularıma da verecek cevapların var mı?
Yorum Gönder