bizim büyük çaresizliğimiz




evet sevgilim olabilir, evet onu çok özlüyor olabilirim ama bu demek değildir ki hayatta başka güzel şeyler olmuyor. dün akşam ne zamandır izlemeyi istediğim bir filmi izledim. alakasız bir şekilde last fm'den tanıştığım tatlı bir adam, "madem yine ankaraya gidiyorsun bu denli hevesle, bari bir ara "bizim büyük çaresizliğimiz" filmini de izle" dedi. derken 1-2 ay içinde bu film için o kadar çok şey duydum ki... kitabı desen cabası. ama kitabı okumadım ne yalan diyeyim.


neyse. gelelim filme. film 2011'de vizyona girmiş, ben hiç duymadım sanırım. ardından sessiz sedasız cannes film festivaline de gitmiş.


film 2 yakın dostun evlerine küçük bir kadının gelmesiyle başlıyor. ardından iki adam da bu kadına aşık oluyor. kadına dost gibi görünseler de ikisi de aşk ile yanıyor ve bunu birbirlerinden saklamıyorlar. kadına duydukları aşktan çok ikisinin bağı beni etkiledi. iki adamın birbirine duyduğu, güven, geçmiş, dostlukla harmanlanmış bir aşk. böyle dedim diye filmi eşcinsel temalı bir filmmiş gibi algılamayın. sevginin en yoğun hali, en huzurlu hali onların yaşadığı.


çetin ender'e bir şarkı dinletirken bakışmaları, kavga ederken birbirlerinin en zayıf noktalarına parmak basmaları, beraber yemek yaparken ki uyumları... o kadar imrenilesi ki...
birbirlerine sataşmaları ve bana en sevimli gelen, koyu bir tartışmanın ardından çetin odadan çekip giderken "çayın bitince seslen" demesi...


işte bizim büyük çaresizliğimiz böyle bir şey. aslında ikisi aynı kadına aşık olmamış olsaydı da, birinin çaresizliği diğerinin de çaresizliği olacaktı. çetin kalkıp ender'e "oğlum ben birine aşık oldum ama umutsuz vaka" deseydi, engin ona "çaresizsin" demezdi, "abi çok çaresiziz, ne yapacağız" derdi yine de.


filmin ankara sokakları, parkları ve manzaralarıyla süslenmesi de ayrıca gülümsetici. ben ankaradan geleli 2-3 hafta olmasına rağmen yine özledim...


filmi izleyip yatağıma yatarken, can parçam olsa da şimdi bana küsmüş olan dostuma mesaj atasım geldi. "sana ağğğşığım lan" diye. vazgeçtim, onun için aşk dileyip uyudum...
sabah uyandığımda ağzımdaki tarçınlı tat muhtemelen filmden kalmıştı...

3 yorum:

Luciana dedi ki...

sen duymadığın filmi yeni izlemişsin, ben hala "karşı pencere"yi izlemedim :))

sapozhkelekh dedi ki...

yeaaa sana inanamıyorum! şit. eksiksin şu an. :)

Euslémme dedi ki...

yalnız yalnız* kalbim götürmez, dedimdi. yakında izlerim belki.


* çoban yıldızıııııııııııııııığ :D