unutulacaksın, unutulacaksın
yalansa tükür yüzüme!

evrene mesaj yolluyorum bir kaç gündür. sikrıt kafasıyla. tam oluyor diyorum olmuyor. bazen çok karaktersiz bir insan olup çıkıyorum. ona öyle buna böyle konuşup bambaşka bir şey yapıyorum. etreh diye bişey var grup mu adam mı bilemedim. ağrı diye bir şarkısı var, sevgilimin adını ağrı koydum. batsın ama acıtmasın gibi. arada sızlamak gibi. 
ağrı ağrı ağrı ağrı ağrı ağrı ağrı ağrı ağrı ağrı ağrı ağrı ağrı ağrı ağrı ağrı !
kanıma girdi ölüm
içime sızdı ölüm
dilimde kaldı o ağrı
ağrı ağrı...
götür beni yuvana
çıkar hadi odana
içir bana o zehiri
ağrı ağrı...

anlayacağını sikrıttan, evrene mesaj vermekten de kar yok.
net bir şey var, unutulacağımız. ne yaparsak yapalım, ne güzellikler yaparsak yapalım, en büyük kötülükler daha akılda kalıcı olacak.
insanlar yanlış programlanmış. Bu nedenle Tanrı'yla problemlerimiz var. Çözemedik yıllardır. Haklı olduğu şeyler olsa da kızgınım ona.


...
bilip bilmeden konuşuyorsun. ciddiyim bak. benim ne hissettiğimi / ne hissedebileceğimi düşünmüyor ve tahmin edemiyorsan konuşma. yaşadıklarımı bilmiyorsun, bildiğini sandığın o keyifli hayatı yaşamıyorum ben. bak ben senin ne yaşadığını biliyor muyum? hayır! kurcalıyor muyum, yorum yapıyor muyum? hayır! 
bana laf sokmalarla gelme, çatur çutur sen burada ne demek istedin, ben şöyle anladım de. sen bana bunu mu demek istedin de, bana ne yaptın çocuk de. hepsine razıyım. hepsinin uzlaşmacı bir sonu olabilir. ama ordan buradan laf göndermekle, laf sokuşturmakla olmaz bu. haklıysan zaten gel tükür istersen yüzüme. haksızsan da çirkefe dökme artık, gözlerime bir bak. sana benim kadar anlayışla yaklaşan kimse olmamıştır / olmayacaktır. buna da eminim.


şimdi ya net ol, yüzüme konuş.
ya da öyle mıymıy görmezden gelmelerine devam et.

Hiç yorum yok: