dün, bugün yarın ve belki de daha çok uzunca bir zaman...

her sabah sana uyanıyorum. uyanıp seni düşünüyorum. yüzümü yıkarken seni düşünüyorum, dişlerimi fırçalarken de. duşa alırken seni düşünüyor bazen akan suya gözyaşlarımı da ekliyorum. kurulanırken seni düşünüyorum ve saçlarımı kuruturken. giyinirken seni düşünüyorum ve kemerimi takarken de. hangi ayakkabıyı giyeceğimi seçmek üzere dolaba baktığımda da aklımda sadece sen oluyorsun, sonra makyajımı yaparken de aynada senle konuşuyorum. sana gülümser gibi gülümsüyorum. montumu giyerken seni düşünüyorum ve apartmandan çıkarken de. minibüs beklerken,otobüse binerken, metrobüste kitap okurken ve ofise girerken. yerime oturduğumda, facebook'uma baktığımda, last fmde sevdiğim şarkıları skorplarken ve işimi yaparken. yemek yerken seni düşünüyorum. çikolata yerken, annem aradığında, arkadaşım kızdığında, abim mesaj attığında ve bazen sadece öylesine dururken. sonra akşam oluyor ben yine seni düşünüyorum. içimden defalarca adını söylüyorum. 40 diyorum. 40 kez söylersem gelir miydi diyip gülümsüyorum. kendimle elele tutuşup 3 kez adını söyüyorum, gelimiyorsun ve ben gülümsüyorum. ofisten çıkıyorum, üşüyorum ve seni düşünüyorum. otobüste uykum gelirken aklımda yine sen oluyorsun. cama kafamı yaslayıp gözlerimi kapadığımda da. evin yakınındaki durakta gözümü açtığımda "ay neyse ki geçmeden uyandım" demek yerine adını sayıklıyorum. rüya görmüş müydüm diyorum. inip eve yürüyorum ve seni düşünüyorum. eve gelip annemi öpüyorum, sofraya otururken seni düşünüyorum, bazen anneme senden bahsediyorum. sonra odama geçiyorum. yatağa yatıp elime bir kitap alıyorum. okuduğum her cümleyi "biz"e yoruyorum. sonra kitabı başucuma koyup 1-2 mesaj atıyorum. sonra seni düşünüyorum. derken seni özlediğimi farkediyorum. bilgisayarımı açıp bendeki tek fotoğrafına bakıyorum. işte tam o an senden nefret ediyorum. kendimden de...

teşekkürler hayatıma kattıkların -hayır aldıkların- için.

sonra uyuyorum ve sabah oluyor. her sabah sana uyanıyorum. uyanıp seni düşünüyorum. yüzümü yıkarken seni düşünüyorum, dişlerimi fırçalarken de. duşa alırken...

4 yorum:

spike will dedi ki...

ne diyordu küçük prens; "insan birinin kendisini evcilleştirmesine izin verirken, bir parça da ağlamayı göze alıyor demektir"

sapozhkelekh dedi ki...

ama "bir parça ağlamayı" göze alır. hep ağlamaz ki, hep ağlamamalı...

spike will dedi ki...

reçeteyi biliyorsun o zaman...

sapozhkelekh dedi ki...

bilemiyorum valla...