sana güzel kahvaltılar hazırlayacağım. minik ekmeklerin üzerine sevdiğin peyniri sürüp nane yaprakları bırakacağım üstüne. tabağını küçük domateslerle süsleyip minik kaselere zeytinyağı koyacağım ve kekik atacağım içine. kahveni en sevdiğim bardağına koyacağım ve taze portakal suyu sıkacağım sana. bacaklarını uzatıp bembeyaz tabaklarda kahvaltı edişini izleyeceğim gülümseyerek. kahvaltın biter bitmez kanepeye uzanışını görüp ayaklarının altına oturacağım ve ayaklarını ovacağım, kızsan da gıdıklayacağım minik parmaklarını. üzerimize yığılan ağırlığı sana meyve soyarak, istediğin filmi gizlice alıp dvd'ye koyarak atacağım. dikkatle filme dalmışken sen ben önünden geçmek için dikkatinin dağılmasını bekleyeceğim. film bittikten sonra dışarı çıkmadan önce duş sıramı sana vereceğim ve diş fırçalamak için beni beklemeni rica edeceğim. sen tüm tenini sıcak suların altına bırakıp huzur ve temizlik dolarken ben ortalığı toplayıp senin aldığın tişörtlerden hangisini giysem diye düşüneceğim. sen duştan çıktığındaysa dudağına bir öpücük kondurup ben gireceğim duşa. sen bornozunla yığılıp kalacaksın ben duştan çıkana dek. çıktığımdaysa mutfakta su içiyor olacaksın. dişimizi fırçalayıp giyineceğiz birbirimizin bedeniyle dalga geçerek ve kaçamak öpücüklerle. parfüm kavgası yapmamız olanaksız ama sen muhtemelen giymek istediğim ayakkabıyı giydirmeyeceksin. sana trip atıp senin istediklerini giyeceğim. sonra en sevdiğimiz kafeye gideceğiz bu sefer değişik bir şeyler içelim diyerek ve ben yine aynı şeyi sipariş edeceğim senden geri kalmayarak. güleceğiz halimize. Kahvemiz bittiğinde mağazaları gezmek isteyeceksin ve ilk kitapçıda apayrı reyonlarda bulacağız kendimizi. Senin orda çalışan adama dert anlatmaya çalışmana hayran kalacağım rafların arasından...

Hiç yorum yok: