çıplak oturuyorum bağdaş kurmuşum. keskin bir bıçak sol elimde. ucunu çok sevdiğin sağ omzuma bastırıyorum. kanatmıyorum, acıtmakla yetiniyorum. ne boynum ne göğsüm diyemem tam ortasına enine bir çizgi çekiyorum bıçağın ucuyla. kanamıyor, ama kanımı görebiliyorum. akmıyor kan ama çıkıyor tenimin üstüne. bir daha üstünden geçiyorum. daha çok acıyor, yine kanamıyor.
senin yüzünden bu acı.
senden alamayacağım intikamı önce bedenimden sonra ruhumdan alabilirim sanıyorum.
ağzının ortasına bir tane patlatmak istiyorum.
işte duydun.
gülen yüzümün altında sana tükürüğünü bile layık görmeyen bir fahişe yatıyor hayatım.
sana olan kızgınlığım bana kızgın sevgililerimi anımsatıyor.
ağzımdan köpükler çıkana dek küfretmek istiyorum sana. belalar okumak, an be an ölmeni sürünmeni dilemek istiyorum. son birkaç olayda ahımın tuttuğuna kanaat getirdiğimden kelli, örüyorum zincirlerle dudaklarımı. senin dişinle kanattığın dudaklarımı.

ve sonra biri geliyor, "hadi" diyor, "içelim azıcık". unutuveriyorum seni başka parfümlerde, başka şarkılarda. sivilce gibisin işte ara ara hissediyorum.

şimdi düşünüyorum da ağzını kırarım senin lan. şimdi sana anlatsam bu kızgınlığımı, bir yolunu bulur yine ikna edersin beni.
bu sefer yemem ama...

Hiç yorum yok: