insanlar çok mutsuz ya...
bu sabah çok güzel bir rüyayla uyandım. atletle yattığımdan olacak omuzlarım üşümüştü. yorganı çektim saf saf gülümserken telefonuma baktım. çok hoşuma gidecek bir mesaj okudum. kalktım duş aldım. sabah işe gidiyordum, sıcak yatağımı bırakmış gayet aç işe gidiyordum. giyindim, hazırlandım çıktım evden. yağmur yağıyordu delice ve ben yine sevdiğim bez ayakkabularımı giymiştim. postanede işim vardı. oraya gittim ayaklarım ıslandı, üşüdü falan gıcık oldum. sonra dolmuşa sonuncu kişi olarak iki kadının arasına oturdum. sanki onların paltolarının uçlarının benim oturduğum yere gelmesi benim suçummuşçasına uf puf yaparak paltolarını çekiştirdiler. solumdaki kadın para uzattı öndeki adama, o da öf pöf yaparak aldı parayı. gerizekalı puşt eline mi yapışacak acaba? neyse müzik dinliyordum kulaklıkla, bir şarkı çok yüksek sesle başladı, sağımdaki kadın ters ters baktı. ay sanki ana bacı düz gittik kadına, ne bu agresiflik ya? tamam siz erken kalktınız biz kalkmadık mı, biz de o sıcacık yatağı bırakmadık mı? hele öndeki pezevenk, göte benzemiş saçlarını1 saat yapmayaydın da 1 saat fazladan uyuyaydın, it!
neyse "inçeem ışıktan sonra" dedim. bu sırada da mesaj yazıyordum mutlu mutlu. sağımdaki kadın yine höf pöf yaptı. bense ona bile kızmadım. metro merdivenlerinde ayağım kaydı, adrenalin sayesinde terledim yine kızmadım. çünkü kızcak çok şey var bunların dışında.. "piuuv" dedim,"piuv". metro desen asabi, çatık kaşlı insan dolu...

insan mutlu olmak istese de zor ya istanbulda, istanbul sabahlarında... ben iyiyim lan, harbi mutlu falanım yani bu somurtkan şirinlerin arasında.

bu sabah yağmur var istanbul'da...

Hiç yorum yok: