o beni evcilleştirdi

Bu resim küçük prensin evine döndüğü sahne...



Bir gece annem ve abimle Ortaköy'e gitmiştik. Takıcıları falan gezip kumpir yiyorduk. Bir kitapçının önünde durduk. O zamanlar şimdi house Cafe^nin olduğu yerde sıralanmış kitapçılar vardı. 2. el kitaplar yeni kitaplar, eski ve 2. el dergiler falan satarlardı. Oraya bakıyordum. Annem "kitap alsana kızım" demişti. Ben kendim mi seçmiştim yoksa kitap satan adam mı tavsiye etmişti tam hatırlayamıyorum. Birden elimde "Küçük Prens" adlı kitap görüverdim. Açıp okumaya başladım, tabi kumpirimin dibini kazıdıktan sonra. Annem takıcılara abim oyuncakçılara ben de kitaba bakıyordum. Satıcılardan biri "aferim kızım, her yerde oku böyle" demişti. Utanmış ve şımarmıştım. Kitabı okumayı bırakıp her tezgâhın önünde kitabı okuyor gibi yapmaya başladım. Ama başka kimse "aferim" demedi.
Sonra eve gittik, hatırlamıyorum. Ara ara kitabı elime aldığımı hatırlıyorum, bir de küçük prens'in sönmüş volkanını... Arnavutköy'de oturuyorduk o zamanlar, İlkokul 3'e veya 4'e gidiyordum. Önlük giyip yaka takıyordum. Bugün bu masada, bu yaşanmışlıklarla bunları yazacağımı kim bilebilirdi?
Sonra yıllar sonra o kitap bir kez daha elime geçti, bu sefer Bakırköy'de oturuyorduk, orta ikiye gidiyordum, yakam yoktu, ekoseli eteğim ve kravatım vardı. 1 sene sonra deli gibi aşık olacağımı kimse bilemezdi, ben de. Ben o kitabı yine okudum mu okumadım mı hatırlamıyorum... Ama bu sefer aklımda Küçük Prens'in sönmüş volkanı bir de gülü vardı... Biraz daha ilerlemiştim belki de sayfalar arasında.


Sonra burda 24 yaşımdayken ofiste oturmuş Duygu'yla dedikodu gani geçinip gülmekten koparken birden aklıma geldi Küçük Prens. Netten araştırdım, yorumlarını okudum falan derken kitabın linki geçti elime. Üşenmedim okudum. İyi ki okudum. Gerçekten de önceki 2 denememde ya okumamışım ya boş boş bakmışım harflere. Çocuk kitabı diye geçiyorsa bir yerlerde bu kitap ben söyleyeyim, değil. Beni benden aldı, savurdu çöllere, yıldızlara, kuyu başlarına... Uzun uzun anlatıp kafanızı karıştıracak değilim. Tam tersine bir de iyilik yapacağım; http://www.kucukprens.org/
Bir şey değil.

Bu kitap nasıl çocuk kitabı olarak kategorize edilmiş bilemedim. Büyüklerin anlamayacağından , önemsemeyeceğinden olabilir. Ama harika bir kitapmış meğersem. İşten çıkıp sokakta "huaaaaa" diye bağıracağım. Sonra da yıldızlara bakacağım gece olduğunda. Çünkü orda kucağımda uyurken ağzını hafifçe aralayıp gülümseyen ve bir şeylerin var olduğuna inanan bir prens olduğunu bileceğim.



"Şu büyükler çok tuhaf!"



O güzel kitabı okumayan hiçbir çocuk büyüdüğünde şu resmi görüp irkilmeyecek, ben en çok buna üzüldüm şimdi;



aman unutulmasın: "En önemli şeyleri gözler göremez." dedi Küçük Prens...

5 yorum:

Duygu Tekinel dedi ki...

"Ama gözler göremez. İnsanın kalbiyle bakması gerekir.”

:}

... dedi ki...

başladım okumya bitiremedim daha yoğunum b iraz bu aralar iş güç işte :)

sapozhkelekh dedi ki...

... oku oku, bitir mutlaka :)) kısa zaten.


Lisa'm "en önemli şeyleri gözler göremez" :D

... dedi ki...

bitirdim çok güzeldi sağol
“Eğer elli üç dakikam olsaydı,” dedi küçük prens, “bir su pınarına doğru ağır ağır yürürdüm bu cümle çok hoşuma gitti, bi de bi çiçek var sanırım o beni evcilleştirdi

sapozhkelekh dedi ki...

:))
küçük prens aldı beni götürdü Çiçeği de evcilleştirdi sanırım...