Sabah zaten güzel başladı. Yok hiç kimseyle uyanmadım. Kimsenin uyumasını izlemedim bu sefer. Uyandım, gidip annemi öptüm. Bir şeylerimi rüyamda bırakmıştım sanırım. Sonra işe geldim ve şununla karşılaştım;
"belki de kaybetmemişsindir. bir yere saklayıp, sakladığını unutmadıkça hiçbir şey kaybolmuyor."
E evet doğruydu ve Amerika'yı tekrar keşfettim. Nedendi bu kadar çile? Dönecek yerim zaten yok, köprüler yanmış yıkılmış. Gidecek yerim çoktan almış başını gitmiş. Kendimi unutmadan bir adım atmam lazım. Zaten herkesi anladım, temize çektim. Kızgınlık yok içimde.
Sanırım sıra kendimde.
Bu minik hanımlar da otobüs beklerken çıktılar karşıma. Zıpır zıpır koşuşturup gülümsettiler beni. Bir alkış da onlara :))


P.S.: Teşekkürler Kevaşe ;)


5 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazar kedileri seviyormuş demek, benim İran kedimi de mıncıklayabilir o zaman, o da memnun olur muhtemelen :))

sapozhkelekh dedi ki...

Hem de nasıl severim. Hiç durmaksızın da mıncıklayabilirim seve seve :D

Adsız dedi ki...

O zaman sabah kahvaltısına benim kızı da getiriyorum :))

sapozhkelekh dedi ki...

e lütfen getir, whiskaslar alırım ona ben ...

Adsız dedi ki...

Yazara mail gelmiş, haber vermek için de bu kedili post uygun bulunmuş :)