"ben" diyor önce, sonra babamı da kastederek "biz sizi hiç eksik bırakmadık" diyor. kendinden emin.
"hiçbir şeyden eksik bırakmadık."
doğru söylüyor. canını dişine katan, en güzel bisikleti alan, en güzel ayakkabıyı alan, hiçbir sosyal aktiviteden geri bırakmayandı annem, annemiz, ailemiz. ne modaysa geri kalmayalım diye aldı, yaşımızın gerektirdiği hiç bir oyundan, hiç bir gezmekten, okumaktan, koşmaktan, en güzel yataklarda en güzel çarşaflardan geri bırakmadı beni. içip dağıtmama kızmadı, piercing yaptırmama, dövme yaptırmama.
dişim aprısa onlar öpünce geçti. ayağımı yardım, babam kaptı kucağına, kaşımı patlattım annem kahroldu benden çok.
ayaklarım hep yamuktu, ağrılarım dinsin diye sipastik ortopedik ayakkabılarımı hiç eksik etmedi. gecelerce ateşimi ölçtüler, son çıkan telefonu hediye ettiler yok canlarıyla belki de. birçoğunun annesi, "kızım mühendis olsun, doktor olsun" diye istenmeyen nice meslekler seçtirirken zorla, annem felsefe okumamda en büyük destekçimdi. bana bir ley olmaz annem babam abim var dedim.
bana alırken sevgilime de pantolon aldı, bana yaparken sevgilime de yemek yaptı. hayatıma giren kimseyi yargılamadılar, hepsine güler yüz gösterdiler.
içleri dese de ben üzülürken "ben demiştim" demediler. sırtımı sıvazladılar. haber bile vermeden motosiklet aldım, "aman kızım" dediler, "allaha emanet ol" dediler.
güzel güzel çocuklar ölürken bir bir, "ben direneceğim" dediğimde benimle geldiler. mahallenin çocuklarıyla merdivenleri gökkuşağına boyadılar.
bir kez olsun utandırmadılar, bir kez olsun utanmadılar. anlatamadıklarımı anlatabileceğimi hissettirdiler hep.
ama ben ne yaptım? el kızları el oğlanları için, için için ağladım gecelerce. el kızlarıyla el oğlanlarıyla içtim ölesiye, eğlendim anlatamayacak kadar çok belki de.
sonra kırık kalpler, annesinin bir tanesinin kalbi kah aşkla doldu taştı kah acılarla parçalandı. her şeyi göze alıp kalbimin hayatımın merkezine koyduklarım "bardağı uzatır mısın" der gibi rahatça yok saydılar dostlukları, aşkları, arkadaşlıkları ve bir o kadar da kaldırıp başımı bulutlara değdirdi, gökkuşağından kaydırdı. gün oldu ben dedim "bardağı uzatır mısın" diye, nice annesinin bir tanelerine.
sonuç?
gidiyorum buralardan bugün yarın. el oğullarıyla el kızlarıyla, annesinin bir tanesi olarak annelerinin bir taneleriyle. varıyorum nice keşkelere, neyselere. oradan başka bir tanelere...
üzmeyin annelerinin bir tanelerini. bizlerin parçaladığı hayatlardan sadece daha güçlü hayatlar çıkacak. üzmek için üzmeyin bir taneleri. büyütün, sevin, gözlerine bakın, ellerini tutun.
bu dünya ne sana ne bana ne de bir başka annesinin bir tanesine kalmaz...