uh

yaşadığımız şeyler canımızı ne kadar yakıyor bilemiyorum. ama can yakan hatıraları anmak daha çok yakıyor. tıpkı güzel bir günü hatırlamanın yaşamaktan daha güzel olması gibi. 
ve rüyalar...

rüyaların gerçeklerden daha şiddetli olması canımı sıkmıyor değil...

aslında tam olarak da böyle değil. fal bakarken verdiğim örnekler gibi. nokta atışlı olanlardan.
çok sevdiğim adam bana haber bile vermeden çekip gitti. kendimi göt gibi hissettim. geri döndüğünde onun suratına işeyeceğim.

bu onun lafı.

hiçbir şey tam değil ve buna canımız sıkılıyor ya, her şeyin tam olmasını hayal etmeye beynim elvermiyor. sanırım tam olmamak daha iyi. tamamlayan şeyleri aramaktan daha iyi.

hadi hadi gittim ben hadi gittim ben.

30 yaşıma geldim, her şey eksik. ama süper eksik yani. en fazla böyle güzel eksik olabilirdi. sadece eksiklikleri düşünmediğim zamanları özlüyorum. yani, yine eksik olsun ama pek de bu kadar farkında olmadığım zamanları. daha mı duyarsız, daha mı cahil, daha mı bir şey.

daha bir şey. taze nane kıvamında. 


'Ah, Milena, yazmadığınıza bakılırsa iyi olmalısınız. Bizler çoğunlukla iyi olduğumuz zaman susarız.'

F. Kafka