önce bir kahvaltı edelim de...

seni düşündüm bugün sevgilim...

seni sevdiğimi...
seni sevmediğimi...
doygunluğu ve yutkunmayı...

sevgilim seni sevmenin 100 yolunu denedim bugün ve sevmemenin de...

seni sevmek için 100 neden buldum bugün...

"seni seviyorum çünkü" ile başlayan cümleler kurdum...

seni seviyorum çünkü, gözlerin sevgilim... gözlerin öpmeye doyamayacağım 100 şeye bağladı beni.
seni seviyorum çünkü, kemiklerin sevgilim... öpmeye doymayacağım 100 şeye döndürdü yüzümü...
seni seviyorum çünkü acıtıyorsun sevgilim.
seni seviyorum çünkü acıtmalarını öpeceksin biliyorum...
...

böyle onlarca şey düşündüm. 

seni seviyorum çünkü beni yaşatıyorsun sevgilim, ölmemek için elimden geleni yaptırıyorsun.
seni seviyorum çünkü yemeklerimi yiyorsun sevgilim, çünkü beni seviyorsun sevgilim...
seni seviyorum çünkü beni yoruyorsun.
seni seviyorum çünkü beni hırpalıyorsun sevgilim, bazense yerden yere vuruyorsun.
seni seviyorum çünkü zorsun sevgilim.
seni seviyorum çünkü deniz gibisin, akışkansın sevgilim; durağan değilsin...
...
ve daha onlarcası...

diğer günler ne olacaksa olsun, ne oluyorsa olsun...
yarın göğsüme yattığında ben yine küçük prens olacağım. küçük prens dünyasını kurtaracak göğsüme yaslandığında sevgilim.

ve kıtalar birleşecek sevgilim, yer yerinden oynayacak, gece gündüz olacak, kutuplar değişecek, tüm dinlerin ibadeti değişecek...

ayva çiçek açacak sevgilim, yaz gelecek, bana ettiklerin az gelecek.
sana ettiklerim az gelecek...

sonra sana bir tutam cemal süreya serpiştireceğim;
belki biraz edip cansever.

ve sen bir kez daha şiire aşık olacaksın bir kez daha bana...

ertesi gün kıyamet kopabilir. sen beni terk edebilirsin. önce bir kahvaltı edelim de...
ama en az bir kez daha göğsümde tutmalıyım seni ve tüm evrenin kahramanı olmalıyım yine, yeniden... 

Hiç yorum yok: