ben hep koştum!



ben normalde bugün iş çıkışı yarı baygın bir şekilde eve gelip, bir duş alıp, feysbukuma, lastefemime ve tivitırıma bakıp yatacaktım. ama ne yaptım?
geldim, marketlerde kedi kumu kabı aradım, whiskas olmayan mama aradım, kedi kumu buldum, koşa koşa eve geldim. anahtarla açtığım kapıdan beni vanilyalı kızım shela karşıladı. gördüğüne sevindiğini gösterircesine bacaklarıma süründü, mırmırmır dedi. koştum odama balıklarım gabriel ve raphael'e mamalarını verdim. koştum içeri shela'ya tavuklu mamasını verdim. o hapur hupur mamasını yerken koştum kendime biraz süt koydum. sütü de ısınsın diye dolaptan çıkartıp tezgaha bıraktım. sonra koştum shela'nın yeni kum kabına yeni kumunu doldurdum. o sırada o da mamasını bitirdi hemen çiş yaptı. sonra o yalanırken koştum gabriel'in ve raphael'in suyunu değiştirdim. fanusu abimin odasına koydum, çünkü shela onları farketti :) sonra minik ve sivri dişli kedi tarağını alıp shela'yı taradım. gözlerini kısıp mırıldanmasına paha biçilemez.
ardından mutfağı topladım kahve yaptım ve şimdi oturdum inanılmaz bir sevgi yoğunluğu ve huzurla bunları yazıyorum. içimde verilmeyi bekleyen ne çok sevgi ve şefkat varmış, ben bile şaştım...


ve tüm bunları ben ben olduğum için yaşıyor olsam da, adı geçen tüm minik kalplerimi hayatıma sokan gündüzyüzlükız'a ne kadar teşekkür etsem az. hayatıma giren bir minik kalp olarak ona da teşekkürlerimi iletmeden geçemezdim...


çok çok teşekkürler :)

Hiç yorum yok: