Entel Yazı / Başıbozuk Dünya



bu dünya gerçekten çok kötü lan. Çok mükemmel şeyler yaşamamın yanı sıra, genelleme yapıldığında harbiden kötü. insanlar da... Schopenhauer ve Nilgün Marmara aklımda dün öğle saatlerinden beri. hep aynı şeyleri düşünürken onların benden önce düşünmüş olup da söylemiş olmaları kendime bir koltuk bulmamı sağladı. evet, hayat kötüydü ve ya "neresinden dönülürse dönülsün kâr" ya da "en iyisi hiç doğmamış olmaktır; sonraki erken ölmek". 
hayat kötü derken, bunalımlı depresif bir insan olduğum düşünülmesin, aksine ölmekten çok korkup "daha yapacak çok şeyim  var lan, daha çok gülmeliyim" diyen biriyim. ama düşünüyor işte insan. Bu dünya üstünde benim gibi birinin yaşamasını hak etmiyor, benim gibi. 
şimdi hayatıma kıymayacağım için, aslında mutlu ve huzurlu bile olduğum için, sadece dünyanın bana göre olmadığını düşündüğüm için ve Aruoba'ya hak vererek bu "bana göreliğin, bize göreliğin" suçunu kendime değil başıbozuk dünyaya atacağım için daha da huzurluyum.
ben ve benim gibiler, "çok kırıldık, daha da kırılırız. Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza"...(C. Süreyya)
bir de aklımda sesiyle vurgusuyla bir cümle çınlıyor. Ece Temelkuran diyor ki "siz nasıl, ne zaman bu kadar zalim oldunuz?"
Canınız sıkkınsa, "abi çok mutsuzum, çok huzursuzum, bi dayak yemediğim kaldı, bi dayak yesem rahatlarım derseniz reçetemi uygulayın;


Dayak Yemiş Gibi Hissetmek İsteyenler İçin 5 Maddelik Reçete;


Pain of Salvation - Undertow.mp3
Songs: Ohia - Lioness.mp3
Portishead - Roads.mp3
Umay Umay - Naylon.mp3
Mabel Matiz - Öteki.mp3


Moraran yerlerinize buz koymamanız önemle belirtilir...

Hiç yorum yok: