eski sevgili deyip geçmemekte, eski dost deyip geçmemekte üstüme yoktur. bir insanı bir kere sevdiysen, bir gece yıldızların altında susuşmuşsan ya da konuşmuşsan, bir sabah uyandığında yanında onu görmüşsen, hasta diye ilaç aldıysan ya da meraklandıysan, uzun süre görmediğinde kokusu burnuna geliyorsa, "bu şarkı o lan" diyorsan... bunların tümünü ve fazlasını 1 kişide toplayabiliyorsan sevmişsindir lan sen o insanı, en azından ben sevmişimdir. sonra nefrete dönüşemez o sevgi. ister sevgili, ister arkadaş, ister dost olsun adının çok da önemi yok gibi geliyor bana. bundandır herkesin resmi asılıdır duvarımda. bakıp gülümserim, bazen özlerim. özlediğim onların o bildiğim kokusu, bana gülümsemeleri, sırtımı sıvazlamalarıdır. şimdiki onlar değildir ya hani. o yüzdendir masamı süsler eski sevgililerimin ismini verdiğim çiçekler. her sabah birini daha çok severim. hayatımın her bölümünde birini daha çok sevdiğim gibi.

gelelim bugüne. bugün zor uyandım. aylardır uyandırma melodim olan earl grave'i değiştirmeye karar verdim. çorba içip çıktım evden. hava kapalıydı ama sıkılmadı içim... güzel günler gelecek biliyorum. giden herkesin bıraktığı güzellikler kalacak kucağımda.


bazen bana bir kez daha sarılman için üzülmeni dilediğim, yeminler ettiğim olmuyor değil. ama ayağımı kaldırıyorum hep, inan bana sevgilim...


ve buraya ne yazarsam olduğundan yazıyorum a dostlar; bugün sevgilim bana sürpriz olsun diye yemek yaptı.


kadın gibi, kısrak gibi...

bir kadın var orda hala soylu hala sır...

Hiç yorum yok: