ben aslında siyasi mevzulara girmeyi falan çok tercih etmiyorum blogda. Hrant dink için de hiçbir yere gidip yürüyüş yapmayacağım mesela. Çünkü sırf yıl hesabı için bile, ona gelene kadar çok fazla gazeteci ve yazar var benzer şekillerde yitip gitmiş, güvercin olmuş. Ama yine de bugüne karşı da tepkisiz kalmak istemedim. Aslında Mabel Matiz birazdan okuyacağınız şarkıyı Hrant Dink'in ölümünün ardından yazmışsa da, ben benzer şekilde yitirdiğimiz herkes için, elleri asla temizlenmeyen, tenini soysan dah pisi çıkacak olan, yüzü silik, ruhu silik, nefret edilesi değil, haline acınası, ayrımcı, saygısız, ırkı ırka, cinsiyeti cinsiyete, insanı insana düşüren insan eskizleri için paylaşıyor, dinlemenizi öneriyorum.
Sahi, 19 ocakta ne olmuştu?

ÖTEKİ

parlak salonlarınızdan, kirli mutfaklarınızdan

binbir çıkmaza çıkan daracık koridorlarınızdan
hele döl tutmayan zihni kaygan yatak odalarınızdan
çok sıkıldım, çok sıkıldım.

şekerlerinizden, uçan balonlarınızdan,
kuru sıkı patlak korkak yalan silahlarınızdan
dinmek bilmeyen keyfi karın ağrılarınızdan
çok sıkıldım, çok sıkıldım.

hangi kar affeder bayım, kalbinizdeki kiri
hangi gök temize çeker ellerinizdeki kiri
bir tutam ya da bir kaç tomar, ah yalan bu ne farkeder...
kahrınızın külleri şer, hangimizi yakar?

Hiç yorum yok: