"...ada'nın sevişmek için tuna'yı çekeleyerek evine götürdüğü - aslında ada bu davranışıyla asla sevişemeyeceklerini, hatta öpüşemeyeceklerini, hatta ve hatta asla bir araya gelip mutlu bir ilişki yaratamayacaklarını kanıtlamaya çalışmak istemektedir - zaman tuna'nın gözlerinin ada'nın evindeki ufak kırmızı ışıklara takılması beni çok etkilemişti. kahve makinesi çalıştırıldığında yanan kırmızı ışık, müzik seti açıldığı zaman yanan kırmızı ışık, kapalı olmasına rağmen tuna'nın fark ettiği tv üzerindeki kırmızı nokta ışık...

aslında çok güzel bir metafordur bu ışıklar. kitaptaki karakterlere "dur" demek isterler. "sakın yapmayın, yaptığınızda elinizde olan şeyleri de kaybedeceksiniz.."

tıpkı kırmızı ışıkta durmayıp geçen bir arabanın başına gelebilecek şeyler gibi..."

şurdan çaldım...

bilmem, birden dokunuverdi...

Hiç yorum yok: