ben onu severken, o herkesi seviyordu ve ben kendi gözümden bile düşüyordum sessiz ve hızlıca. bekliyordum düşüşün bitmesini ve vücudumun sert zemine çarpmasından sonraki parçalanışımı. tam "parçalandım" diyeceğim an bir nefes alıyorum son nefes diye.
Yok durmak yok, hep düşüyorum.
Sonra bir melek öpüyor beni, alıyor koynuna. Bir an için, 15 dakika için, yarım saat için sarıyor yaralarımı. beynimi çekip alıyor. Kalbimi çekip alıyor, yoruyor, terletiyor ve gülümsetiyor. Sonuç, uyuşturucu etkisi. Etki bittiğinde daha da hızlı düşüyorum.
Aşağılık benliğime bakıyorum, "seni seviyorum" diyorum, "ben de böyleyim işte" diyorum. Gözüme gelen saçlarımı çekip ılık bir duş alıyorum. Cem Adrian dinliyorum. İçime içime kanıyorum. Gözümü kırpmadan yürüyor, karın ağrısından ölecekmişim gibi gülüyorum. Nasıl neşeliyim nasıl. Zaman zaman yani. An be an.
Bir tam düşebilsem inan çok daha iyi olacağım hayat. Kadınlar, ah kadınlar; tutmayın artık ellerimi, bırakın parçalanayım. Ben "bırak" diyemem gözlerinize baka baka ve ben sizi bırakamam asla gözlerinizde o yaşlar ve kırık kalbinizle, siz beni bırakın. Bir süreliğine başkalarını sevin kadınlar. Hep yaptığınız gibi hani...

Hiç yorum yok: