annemin arkadaşı geliyor ankara'dan. ben de oturuyorum evde. ellerimin içini ovuyorum. düşünüyorum. tırnaklarımı avuç içlerime batırıyorum, acıtmadan. sabah annem "hadi kalk kahvaltıya" dedi, "ya bi yat yanıma sarılalım, özledim ha" dedim. mis gibi bir gülümsemeyle "ay yavruum" dedi ve uzandı yanıma. kafamı göğsüne doğru sokuşturdum minik kuş gibi ve boğazımda düğüm düğüm bir şey oluştu gözlerim dolarken, "ay gözlerim doldu" deyiverdim. güldük. "sen ne biçim çocuk oldun" dedi... bir bilseydi, anlatamadığım ne çok şey vardı içimde.
hakikatten ben ne biçim bi çocuk oldum ya? yine iş yerinde aşkı memnu'nun 3 dakikasını izledim. Bihter ruhumu sikti bıraktı. silahı o güzel göğsüne yasladı ve "beni?" dedi "beni, beni". yüzümde gülümsemem asılı kaldı. "karışımda birbirlerini seviyorlar" kadar etkiledi beni, "beni, beni".

neyse ellerimi ovuşturmaya devam ediyorum şimdi. "hayat çok zor" diyerek uyandım. zordu çünkü bu aralar. ama bilirsin beni sevdiğim, ben "hayat çok güzel" der dururum. Size göre bilu "hayat çok zor" diye sıkılan bi insandı. Ama bilmiyorsun sen, o gidişin son gidiş olacağını bilmemdendi o oflar poflar, biletimi 11'e alışım, "burger'a gitmeyelim, bir yerlerde oturup sohbet edelim" deyişim ve otobüsten dakikalarca sana bakışım... Seni sıkmayacağım buralara yazarak. Ama bana biraz zaman ver. sonra geri alabilirsin. biraz renk verip, geri aldığın gibi hani. çünkü susarsam, tek tek kırılacak kemiklerim biliyorum. ağzımda yaralar çıkar, tırnaklarım soyulur ve ağzım uyuşur adını duyduğumda. boğazım düğümlenir şarkılarımızda.

"Şarkılarımız" mı dedim? Komik geldi, tebessüm ettim sevdiğim... ve kulağımda çınladı lafın "ne güzel gülüyor değil mi". Yazmamalıyım biliyorum. Ama anlatamıyorum kimselere, bana bakıyorlar seni haklı çıkartıyorlar, bana bakıyorlar beni haklı çıkartıyorlar. bilmiyorlar yine de, anlamıyorlar. içim duruyor ve saat tam 12:12. doğru olabilir mi?

dün iki jilet kitabımı aldım elime, battaniye'yi tekrar okudum gecenin bir yarısı ve üstümü örtmeden yattım.

sonra orospu kırmızı'yı alıp bir sayfa açtım bakmadan. şöyle diyordu;

"...Orospu olduğumu herkese söyledi mi, beni sevmediğini?
Nasıl çok isteyip aşık olamadığını?
Ben onun...
Annem annem, belki yarın sever.

Annem annem o beni 6 yerimden, hem de o gece, hem de tüm sorularıma yanıt bulduğumu zannederken, hem de kırmızı rujumu henüz sürmemişken... beni 12 yerimden öptü."

sonra yattım, geç olmuştu. benim için her şey için geç olmuştu. uyanışım da yukarıdaki gibi oldu zaten.

kızma bana, durmuyor içim. ben sana kızmadım duramadığın için.
sen de kızma, çok yalnızım artık çünkü.


4kısa günden bana bir sızı kaldı...


Hiç yorum yok: