Kırarız birbirimizi, incitiriz; istemeyerek, istemeyerek.
Seviliriz reddederiz, severiz istenmeyiz; istemeyerek.
Değişmek gerek, oysa büyümek gerek; düşlerimiz çocuk, kendimiz çocuk...
Kaç aşktan, kaç dostluktan, kaç oyundan kovulduk; istemeyerek!!!
Kötü değiliz, belki mızıkçıyız biraz; yalancı neşeler saçma düşlerle avunduk.
Kızdık mı, küstük mü hırçınlaşırız; istemeyerek!!!

...

Keşke o zamanlar benim de bi Bilu'm olsaydı. O zamanlarda ve sonrasında zaman zaman. Çünkü artık dayanamıyorum gerçekten. Dayanamıyorum insanların bencil olmasına. "Amınıza koyim lan, ne var insanın insandan alıp veremediği" diyecek oluyorum; zaman zaman da diyorum zaten. Ama küfretmekle bitmiyor. Bencil olamıyorum ve anlamaya çalışıyorum. "Allah allah, neden böyle dedi ki acaba" diyorum. Anlamadığım zaman, "vardır bir bildiği" diyorum. Ama insan bir düşünür, hayvan bile düşünür; "napıyorum ben" diye, evet bazen sadece isteriz ve yaparız. Buna lafım yok, ama hep mi bencildir insan, hep mi "istedim ve yaptım"'a sığınır? Aslında cevap evet. Ben de, insanların, bencillik yapmamalarını bekleyerek bencillik yapıyorum belki de. Evet, mantıklı.
Hayır, değil.
İnsan kendi cehennemini de cennetini de yaratıyor. Ama sonu hep cehennem sanırım. Çünkü bir şekilde hepimiz elma yemek istiyoruz.
Ben yine de suçlayamıyorum. Ne sevdiği için, ne seviştiği için, ne kızdığı için, ne kırıldığı için, ne konuştuğu için ne de sustuğu veya başka bir şey yaptığı için... Kendime de kızmıyorum bunların hiçbiri için. Sadece bu sefer sorguluyorum işte, elimde değil. Neden bu kadar bencilsiniz? Ayrım yapmıyorum, hepiniz?

fonda: hande yener - siz


Hiç yorum yok: