Yazmazsam öleceğim bir güne daha merhaba :)
Sevgili blog. Acayip ya. Her şey acayip. Acayip ve güzel. Karışık da aynı zamanda. Ay ne bileyim ben :)

Bak gülüyorum, çünkü güzel. Ama bazen düşünüyorum, çirkin. Çünkü insanlar kötü. Çok kötü insanlar.
Ben "canım" dedim ya birisine, canımdan koptuğu için derim, canım olduğu için derim. Sevgilidir belki ya da bir arkadaş, farketmez. Sonra gözünün önünde kırıldığını, büküldüğünü görürsün, gördükçe sen de kırılır bükülürsün.
Hayata karşı durmak gibi bi çabam yok. Hayat beni ezdi geçti bi çok kez ya da gün geldi ben tokat attım suratına. Aramızda böyle bir ilişki var işte ve aşk nefretle kardeş bir noktada.
Bir çok noktada hatta.

Sonra canımsın dediğin adama/kadına sarılıp uyumak tüm yaralarını kapatır bir anda. Bunu istemek bile. Yaralarını kapatacak birilerinin var olması iyileşme sürecini hızlandırmaya yeterdir. Tozu bile kalmaz kokusunu duyduğun anda.

Yani diyeceğim o ki masum değiliz hiçbirimiz. Günahlar,hatalar ve suçlarla yıkanıyoruz her bir gün. Ama o pis adamlar varken, beni aşık olduğum veya olacağım için kimse cehenneme atamaz.

Sevgili Hegel, ruhun şadolsun. Seni sevemedim hiç ama haklıydın.

p.s. aklımdan geçenleri ifade edemedim,edemezdim de. Ama bunu okuduğumda ben hatırlayıp gülümseyeceğim, bunu biliyorum.

Şimdiyse;
Tam ortasındayım yağmurun,karın, soğuğun ortasındayım
Nasıl da paylaşıyor insan isterse,nasıl da birmiş meğer hasretler.
Nasıl da mecburmuşuz sabretmeye,sevmeye, öğrenmeye

Tam ortasındayım yolun,koşunun ortasındayım
Tam varıyorum ki hedefe bir yenisi başlıyor
Bu oyun hep aynı, değişmiyor;hala devam hala figân
Hem de bile bile

a sorta fairytale

Hiç yorum yok: