Mektup



Mektup yazmayalı o kadar zaman oldu ki. Biz zaten pek mektup çocuğu değildik. Ben ve benim gibi ilgili bir kaç arkadaşım aramızda mektuplaştık dönem dönem. Gönül'le Seda vardı mesela ama asıl mektuplaşmam yazlıktaki arkadaşım Murat ile başlamıştı. O Ankaralıydı. Sadece yazın Silivriye gelirdi. Biz de kışın mektuplaşırdık. Sonra abim Muğla Üniversitesini kazandı, eğlence olsun diye onunla mektuplaştık. Hatta hiç unutmam bi keresinde bana tuvalet kağıdına mektup yazıp yollamıştı.Ondan önce askere giden bi arkadaşım vardı, Fatih. Onunla da mektuplaştık. Şimdi görüşmüyoruz ama ne yazık ki, evlendi zaten. Bir de kuaför olduğunu duydum. Sonra Karen ve Çağdaş vardı. Aynı dönem mektuplaştım onlarla da. Karen'le daha kısa sürdü,Çağdaş'la daha uzun. Ama Karen'le hala görüşüyoruz msn sağolsun. İkisi de İzmir'liydi. Çağdaş'la görüşmüyorum.
Artık mektuplar bile mektup değil. Postacı bile sadece kredi kartı ekstresi getiriyor. Bir de geçen gün kredi kartı borcumu ödemedim diye bi kağıt getirdi bana, hemen gittip ödedim. Devletten korkuyorum,sevmediğimden olabilir. Bu başka bir yazının konusu.
Diyeceğim o ki, mektuplar eskide kaldı gerçekten. Mailleşmiyorum bile. Çağrı atıyorum. Acı ama gerçek. Özlediğim sevdiğim kızdığım olayları bile ş blogda kendi kendimle paylaşıyorum. Durum vahim. İlerki yazılarımda size ve kendime Mişel Foku'dan bahsedeceğim...
İyi geceler...


Oku : Mişel Foku

Hiç yorum yok: