bu kez o dedi.
"şüphe girdi mi insanın içine bir kere..." dedi. Dile gelmedi ama gözleri her şeyi anlattı bana.
Benim gözlerimse çırpınıyordu "hayır" diye.
Karşısında bir çocuk gibi çaresizdim, çaresizliğin sözlük anlamı gibiydim.
Arkamı dönüp geçmişe baktım, ne çok pişmanlıkla dolu. Ama bunun kadar değil.
Neler olacağını biliyorum da, nasıl olacağını hiç kestiremiyorum.
Korkmak ta değil de şaşkınım, ürkek belki.
Ama tüketene kadar burdayım. Nefrete yenik düşene kadar, "defol" dediğini duyana kadar, hatta defolana kadar. Eğer gideceksem kapıyı çekip sakince gitmeyeceğim, defolup gideceğim.
"Sevmen yetmiyor" dedin, haklıydın... O yüzden eskisi gibi olmasını dilemiyorum da zaten.
Ne mi yapıyorum?
Çaresizce, çaresizliğimde boğulmak üzereyim; çırpınıyorum.
Keşke içinden geceni bilsem, içinden "git" demek geçiyorsa da "kal" demek geçiyorsa da bunu duyabilsem ve inanabilsem...
.
.
.

fon:funda arar - kördüğüm

Hiç yorum yok: